12599

Şeker Fabrikası - 1927 - 3

 
 
                    Uşak Terakki-i Ziraat Türk Anonim Şirketi Heyet-i Umumiye 22 Eylül 1927 Tarihine
                                            Müsadef Perşembe Günü Uşak’ta Akd-i İçtima Etti

 

                En ziyade hisseyi temsil eden Sanayi ve Maden Bankası namına Hayrettin Bey efendi arane edilen hukuk müşaviri Halil Fevzi Beyle Maliye Memuru Mehmet Efendinin rey toplamak üzere olmalarına ve mumaileyhle meclis reisi Abdullah Hüsrev Beyin tensibiyle katib-i adli Asım Efendinin de katip olarak bulunması takarrür etmiştir.
               
                Mevcut aza tetkik edilerek bil-netice 48.929 hissedar mevcut olmasına nazaren nisab-ı içtima mevcut olduğu anlaşılmış ve müzakereye başlanmıştır.
               
                Ruznamenin üçüncü maddesinin müzakeresi Ticaret Vekaletinden ba-telgraf vuku bulan işar üzerine Ticaret Kanunun 289. Maddesi mucibince ilan muamelesi ikmaletin icra edilmek üzere ikinci ve fevkalade heyet-i umumiyeye temlik edildi. Meclis-i idare ve murakıb raporu okundu. Bilanço okundu. Raporlar ve bilanço hakkında söz isteyenler makam-ı riyasete soruldu:
               
                Hissedarandan Haşim Tekin Bey: Murakıblar Kanunun tarifi vechiyle birleşmemişlerdir. Heyet-i Umumiyeden mensup Murakıplar Kanunun çizdiği hudut vechiyle pervasız olarak icra istememişlerdir. Kanun murakıpların maddi alaka ile merbutiyetlerini selb (yasaklama) etmiştir. Murakıplar hisse senedatı bayilikleri ve pancar teftişi gibi işlere girişmişler ve bu suretle murakıplıktan tabiyeten müstafini kalmışlardır. Bu endişe karşısında bilançonun tamamı-ı muvaffakiyeti meçhuldur. Binaenaleyh murakıpların murakabe vazifeleri hala bakımı derece-i ta’meldir (vazifeleri geçersizdir). Bunun yeniden bir murakabe heyetine tevdiini talep ederim.
               
                Hissedarandan Katip Hakkı Efendi: Meclis-i idarece şirketin meban-i hususiyesi bankaya terhin edilmiştir. Bu mektum (Gizli) geçiliyor. Bunun tevzihini (izahını) talep ederim, dedi.
               
                Murakıp Hakkı Bey: Haşim Tekin Beye cevap olarak, sözlerinde iki nokta vardır. Birisi Zeki Bey ile beni tenkid diğeri banka murakıplarının bunu nazara almadıklarından vazifelerini yapamamalarıdır, diyorlar. Bilançonun doğru olduğunu söylüyorlar. Hâlbuki banka murakıpları da bilançoyu kabul ettikleri bedihidir (Açıktır). Binaenaleyh hesabatta teşevvüşü (bulanıklık) mucip olan bir şey yoktur. Hisse satmak meselesine gelince: Bu heyet-i idare kararıyla olmuştur. Buna tabiaten pek çok kimseler hisse satmış ve menafi temin etmiştir. Ve burada pancar ziraatı meselesi var. Pancarın temini her halde lazımdır. Bu nokta-i nazardan murakıplar vazifesini yapmıştırlar. Hisse senedi satma şirketin resmi memuriyeti değildir, dedi.
               
                Haşim Tekin Bey cevaben: Ben edindiğim endişeyi beyan ettim. Banka murakıplarını teşevvüşte alakadar addetmemiştim şirketin hisse senedatını satmak şirketin menafi’ne hizmet etmektir. Ve pancar ziraiyetini teşvik etmek herkesin vazifesidir. Ancak bunu murakıplar yapamaz, çünkü bu da bir nevi memuriyettir. Şahıs meselesi değildir. Zikrettiğim esbab-ı kanuni de bu babda komiser beyden tenvir edilmesini rica ederim, dedi.
               
                Hissedarandan Hüsnü Bey: Resmi bir makama sordum, murakıpların şirket hisse senedatını satmaları caiz değildir. Çünkü bu husus murakıpların bi-taraflığına mucibtir diye cevap aldım, dedi.
               
                Murakıp Hakkı Bey: Murakıpların hisse satması murakıpların vazifesine mani olmamış mıdır? Olmamıştır, dediler.
               
                Haşim Tekin Bey: Mesele bir tarafın üzerine mesuliyet atmak değildir. Murakıplar memur olamaz diye kanun söylüyor. İki gruba ayrılan murakıplar arasındaki görüş ihtilafı olabilir. Ben kanaatimi söylüyorum, dedi.
               
                Denizli hissederandan bir zat: Hayrettin ve Selahattin Beyler kuyudatın muvafık olduğunu söylüyorlar. Diğer murakıplar da bunu ifade ediyorlar. Binaenaleyh ortada bir şey yok, dedi.
               
                Murakıp Hayrettin Bey: Şirketi mütemeddid defalar teftiş ettik. Raporumuzun ayrı olması hep beraber birleşmediğimizden ve bazı nokta-i nazar ihtilafından ibarettir. Zeki ve Hakkı Beyler muamelatı çok iyi buluyorlar. Biz o kadar iyi bulmuyoruz. Muhasebat itibariyle şirketin hesabatında teveşşüş mevcut değildir. Diğer murakıpların hisse satışıyla iştigalleri hususu bahislerini vekil beye sordum. Ticaret Kanununda murakıplar memur olamaz diyor. Memuriyet her hangi alakan hesabiyesi olmak demektir. Maheza arzu edildiği takdirde başka bir murakabe heyeti tayin edilebilir. Maheza banka nokta-i nazarında böyle bir teveşşüş ve suiistimal yoktur, dediler.
               
                Hissederandan Avukat Nuri Bey: Satılan hisselerden henüz tahsil edilemeyenlerin hakk-ı istifa-ı verilmiştir. Murakıpların bunu görmesi lazım gelirdi, dedi.
               
                Hayrettin Bey: Tetkik ettiğimiz hesabat bu senenin değil geçen senenin hesabatıdır. Binaenaleyh böyle bir şey varsa gelecek içtima senesine aittir, dedi.
               
                Haşim Tekin Bey: Denizli hissedarı kardeşimiz iki murakıp grubunun aynı ifadede bulunduklarını söylüyorlar. Hayrettin Bey raporunda sarfiyatı kabul etmek mecburiyeti hasıl olmuştur, diyorlar. Bunların çokluğundan dolayı tetkiki kabil değildir, diyorlar. Bu şüpheli bir vaziyettir. Bunları ale-l-ıtlak (genel olarak) kabul etmek muvafık değildir.
               
                Hissedarandan Enver Bey: Haşim Tekin Beyin sözünü tasdik ediyorum, inşaatta bir takım suiistimal olduğu anlaşılıyor, binaenaleyh hesabatın tetkiki için bir komisyon tayinini talep ederim, dedi.
               
                Murakıp Zeki Bey: Meclis-i idareyi takdir etmemekliğimiz şu koca müesseseyi meydana getirdiğinden ileri gelmiştir. Binaenaleyh hesabatta fevkalade intizam olduğunu söylüyoruz, dedi.
               
                Enver Bey: O halde zeki Bey bizim nokta-ı nazarımızı kabul ediyor, dedi.
               
                Hissedarandan Hilmi Bey: Murakıplar te’mit (tahmin) sevkiyle vazife-i murakabelerini ifa edemezler, Haşim Tekin Beyin nokta-ı nazarına iştirak ediyorum, bir de suiistimal olduğunu söylüyorlar, ben bu kanaatte değilim fakat bunun tetkiki lazımdır, dedi.
               
                Murakıp Selahattin Nevzat Bey: Murakıplar vazifelerini tetkik etmişler ve hesabat muntazam şekilde tutulmamış demişlerdir. Bu şirkette suiistimal mevcuttur demek değildir. Binaenaleyh bunun hakkıyla murakabesi hesabatın deftere geçmesiyle kaimdir. Heyet-i umumiye bu tetkikatı kâfi bulmuyorsa yeniden tetkik edilmek lazımdır, dedi.
               
                Reis Bey: Müzakere kâfi olduğunu reye konulmasını teklif etti.
               
                Haşim Tekin Bey: Bu husus murakıpların şahsına aittir. Binaenaleyh rey istimal edememeleri lazımdır, dedi.
               
                Reis Bey: Eğer bu hususta ittifak varsa reye konulmasın, dediler.
               
                Azadan Remzi Bey: Murakıpların raporunu şüpheli görmek meclis-i idarenin hesabatını tetkik istemiş demektir. Bendeniz Melis-i idarenin sonradan iltihak etmiş bir azasıyım. Belki iyice tetkik edilmemiştir. Fakat suiistimale şahit değilim. Mehaza (öte yandan) meclis-i idarenin reye iştirak etmesi muvafık değildir, dedi.
               
                Murakıp Selahattin Bey: Murakıplar icap eden şeyleri görmüşlerdir. Daha ziyade tevzih ve tenvir edilmek için bir heyet-i hesabiye yapılması lazımdır, dedi.
               
                Denizli Azalarında Seyyit Bey: Yeniden bir heyet-i hesabiye teşkiline lüzum olmadığını çünkü şifahi sözlerden mesele tevzih ve tenvir etmiştir. Teklifi dermeyan eden arkadaşlar müspet bir şey meydana koymuyorlar. Ancak harici şayiayı nazara alıyorlar, halbuki gerek heyet-i idarenin herek murakıplar müsterihtir, dedi. Murakıp beylerin intifa’ (menfaat sağlama) meselesine gelince: Hisse senedatı satmak bir kusur değildir. Eğer hisse senedatı satmalarından bu intifa’ temini istemişlerse bu kusur değildir, badema satacakları hisse senedatından murakıplar intifa’ alsın diyen bir kimse lazımdır.
               
                Hami Bey: On beş gün evvel raporu tetkik için gittim, vermediler, dedi.
               
                Murakıplardan Hayrettin Bey: Şirkette suiistimal olursa bunu görenler murakıplara müracaat etmek lazımdır. Yoksa her şahsın ayrı ayrı defteri tetkik etmeleri lazım değildir, dedi.
               
                Azadan Remzi Bey: Eğer mevcut iddia heyet-i idarenin muvafık iş görmedikleri reyinde ise bu cihet anlaşılsın herhangi bir hissedar herhangi bir zaman şirketin bütün hesebatını tetkik edemez. Ancak muayyen olan defteri muayene eder. Kanun da buna cevaz vermiştir. Eğer hissedaran meclis-i idare murakıpların vazifesini kafi görmüyorsa bunun tetkiki için bir heyet-i hesabiye yapılabilir. Binaenaleyh reye konsun, dedi.
               
                Hissedarandan Avukat Seyyid Bey: Heyet-i hesabiye hangi hesabı tetkik edecektir. Bunun evvel emirde tespiti lazımdır. Netice itibariyle hiçbir kıymeti olamayacak olan bu fikirden sarf-ı nazar edilmesini vehme riayet edilmemesini, söyledi.
               
                Reis Abdullah Hüsrev Bey: Yeni bir hesap heyeti hakkındaki teklifin reye konulmasını talep eyledi.
               
                Husus-u mezkûr reye konuldu:
               
                Altmış yedi muhalif reye karşı yüz iki rey ile yeniden bir heyet-i hesabiye teşkiline lüzum olmadığı karargir oldu.
               
                Hissedarandan Haled Efendi: Artezyen kuyusuna sarf edilen paranın beyhude olduğundan bu hususta heyetin tenvir edilmesini talep eyledi.
               
                Reis Abdullah Hüsrev Bey: Heyeti uzun beyanatıyla tenvir etti.
               
                Heyet-i hesabiyenin tayin edilmemesi meclis-i idarenin ibrası demek olduğundan bunun yeniden tetkik edilmesine lüzum olmadığı anlaşıldı.
               
                Katib-i Adlilerin şirket meclis-i idaresinde bulunamayacaklarından katib-i adli Asım Efendi istifa etti.
               
                Meclis-i idareden sülüsanın (üçte birinin) tebdili meselesi müzakereye kondu.
               
                Reis Abdullah Hüsrev Bey ve murakıp Hayrettin Bey banka tarafından teklif edilen ve fakat nevakısı (Eksiklikleri) hasebiyle ikmali zaruri olan husustan dolayı meclis-i idareden sülüsanın tebdili keyfiyetinin muayyen bir müddetle temlikini (sürenin uzatılmasını) talep eyledi.
               
                Hakkı Bey aleyhinde beyanatta bulundu.
               
                Hayrettin Bey cevap verdi.
               
                Haşim Tekin Bey, Hayrettin Beyin teklifini kabul eyledi.
               
                Hissedarandan Seyyid Bey: Bu günkü alınan vekâletlerin temlik edilmesi teklif edilen heyet-i umumiye içtimaında istiamel edilemeyeceğine nazaren bir ay zarfında şekle riayet edilemeyeceğinden bunun daha ziyade müddete tehirini talep eyledi.
               
                Murakıp Hakkı Bey: Bu günkü heyet-i umumiyede meclis-i idarenin tayinini talep eyledi.
               
                Heyet-i idareden Remzi ve Murakıp Selahattin Beyler talikini talep eylediler. Leh ve aleyhte söz söylendi.
               
                Meclis-i idare-i hazirenin fevkalade olarak teşkil edecek bir heyet-i umumiyeye mi bırakılması yoksa şimdi mi tebdil edilmesi hususu reye kondu.
               
                Heyet-i umumiyenin 30 Teşrin-i evvel 1927 tarihine talikine ve muallâk bu celsede meclis-i idarenin tebdili hususunun müzakere ve intihabına karar verildi. Murakıpların yeniden tayini hususu müzakereye vazh edildi. Murakıpların da ittifak-ı ara ile gelecek heyet-i umumiyede intihabına karar verildi. Aynı zamanda komiser bey murakıpların hisse satışı vazifesini ve mutemetlik vazifesi alamayacaklarını ve bunun zapta geçirilmesini söyledi ve kabul edildi.                    22 Eylül 1927