12599

Şeker Fabrikası - 1931 - 1

        *                 18.Mayıs.1931 Pazartesi Günü Yapılan
                                          Genel Kurul Tutanağı

 

             1 -  Uşak Terakkıi Ziraat Türk Anonim Şirketinin 18.mayıs.1931 Pazartesi günü saat  10 da Uşak''ta Şirket merkezi olan Şeker Fabrikasında ictimaı mukarrer olan Alel'ade Hey'eti Umumiyesi mezkur gün ve saatte içtima aktedilmiştir.    
           
             2 - Hükümeti temsilen Komser olarak İzmir Mıntıkası Ticaret Müdürü Ziya Bey İçtimaa iştirak etmiştir.
       
             3 - İçtima keyfiyeti ve davetnameler Ticaret Kanununa ve Esas Mukavelenameye tevfikan İstanbulda münteşir, Milliyet, Cumhuriyet ve vakit gazetelerinin 12.4 ve 18.4 ve 3.5.931 tarihli ve Ankarada Münteşir Resmi gazetenin 12.4 ve 19.4 ve 3.5.931.ve İzmir'de münteşir Anadolu gazetesinin 12.4 ve 17.4 ve 3.5.931 ve Yeni Asır gazetesinin 12.4ve 19.4 ve 3.5.931 ve Afyonda Münteşir Sonbahar gazetesinin 15.4 ve 3.5.931 ve Konyada Münteşir babalık gazetesinin 15.4 ve 28.4 ve 4.5.931 ve Kütahyada  Münteşir Kütahya Gazetesinin 19.4 ve 26.4 ve 3.5.931 tarihli nüshalarıyla usulüne tevfikan ilan edildiği ve hissedarlara davetiye gönderildiği anlaşılmıştır.
         
             4 - İçtimaa  ( 672.234 lira kıymetinde ) 336.117  hisseyi asaleten ve vekaleten temsil eden 85 Hissedarın iştirak ettiği ve bu miktar Ticaret Kanunu ile esas mukavelename mucibince bulunması lazım gelen müzakere nisabını geçtiği cihetle komser tarafından içtimaın açıldığı tebliğ edilmiştir.
         
             5 - Esas mukavelename mucibince İdare Meclisi Reisi Remzi Beyefendi Umumi Heyet riyaset mevkiini işkal ederek müzakerata başlanmıştır.
           
             6 - En çok hisseye sahip hissedarlardan Sanayi Bankası Müdürü Sadettin Bey ve Yılancı zade İsmail Azmi Bey rey toplamaya memur edilmişlerdir.
           
             7 - Hey'eti Umumiye katipliğine hissedarlardan Noter Asım ve Mustafa Beyler tayin edilmişlerdir.
           
              8 - Müzakerata başlamazdan evvel Hissedarlardan Avukat Nuri Bey: Türkiye Sanayi ve Muadin Bankasından hissedarların ve rey adedinin anlaşılmasını istedi. Tetkik olunarak Bankanın Müdürü Umumisi Sadettin Beyin  10 reye sahip olmak üzere 42.000 hisseyi temsilen hazır bulunduğu anlaşıldı.
           
             Avukat Nuri Bey :
             Sanayi Bankasının hissesi 280.000 lirayı mütecavizdir, bu cevap bizi tatmin etmedi,mütebakisi nerededir. Kanunda hissedarların hisse miktarı ne kadar olursa olsun 10 reyden fazla istimal edemiyecekleri musarrahtır. İşittiğimize göre Banka bu hisseleri ahere devir ve ferağ etmiştir. Bunun bir muvazaa olduğu anlaşılıyor. Kanun muvazayı kabul etmeyor. Binaenalyh on reyden fazla reyi kabul edilemez. İstimal ettiği reyler kanunsuzdur. Hakkımızı arayacağız dedi.
         
             Komser Ziya Bey:
             Madde söylemeye mecbur değilim. Bankanın hissesini sattığı zatlar Şirket memurlarıdır dedi.
         
             Akseli Zade Ahmet Bey:
             Muvazaa suretiyle Bankanın hisselerini sattığı kimseler memur olduklarından selameti fikirle rey veremiyeceklerini söyledi.
           
             Hacı Gedik Zade Hakkı Bey: 
             Dört sene evvel bir Umumi heyet İçtimaında Sanai ve Muadin Bankası 318.000 liralık hisseme mukabil reyimi istimal edemiyorum dedi ve bir akit yapılarak yedi Meclisi İdare azalığının dördü ve bilahare beş azalıktan üçü Bankaya tahsis edildi. Ortada bir akit vardır. Banka bunu kırmıştır. Çünkü hisselerini satmıştır.Binaenaleyh nizamnamenin Bankaya üç aza verildiğine dair maddesinin tadili lazım gelir. Nuri Beyin fikrine de iştirak ediyorum. Dedi.
           
             Avukat Hami Bey:
             Nuri Beyin fikirlerine iştirak etti.
           
             Reis Remzi Bey:
             Usul hakkında Nuri Beyin itirazlarını işittiniz. Daha söz söylemek istiyen varsa söylemesini rica edeceğim.dedi.
           
              Avukat Fazıl Bey: 
              Hissedarlar ne kadar hisseye sahip olursa olsun on reyden fazla istimal edemezler. Bu hususta arkadaşla-rın fikrine iştirak ederim. sanayi Bankası fazla rey İstimal edemez.. Ancak her hissedar hissesini ahere devir ve ferağ edebilir. Buna kimse mani olamaz. Bu hakkı takyit edecek hiç bir Kanun ve nizam yoktur. Kanunu Ticaretin 408 inci maddesi mucibince bu devir ve ferağın defterine kaydedilmiş olması kafidir.Şirket hisse senetlerindeki ciroların sıhhatini isbata mecbur değildir. Meclisi İdare devir ve ferağı kabule mecburdur. Ve hissedarlarında bunu tahkike hak ve selahıyeti yoktur. Nizamnamenin tadili Hey'eti Umumiyenin elindedir. Ve tadil edilinceye kadar da bu madde muteberdir. Dedi.
           
              Hacı Gedik Zade Hakkı Bey: 
              Nizamname hissedarlar arasında mün'akit bir mukavelenamedir. Tarafeyn buna uymakla mükelleftir. Banka fazla hisseye sahip olduğu için üç aza intihabı hakkı verilmiştir. Binaenaleyh Bankanın tasarruf hakkı takyit edilmiştir. Hisselerini satması muvafık değildir.dedi.
         
               Nuri Bey: 
               Fazıl Beyin itirazı Hukuk müşaviri sıfatı ile mi. Hissedar sıfatı ile mi olduğunu sordu. Fazıl Bey hissedar sıfatı ile söylüyorum. dedi
           
                Nuri Bey:
                Ciro muteberdir, deyolar biz aksini iddia etmiyoruz. Bu hisselerin ne suretle devredildiğini işitiyoruz.. Hukuk Müşaviri bize rakamla izahat vermelidir. Ve muvazaı ancak Mahkeme ve Kanun tayin edecektir. Dava açacagız itirazımız zapta geçsin dedi.
           
                Hami Bey:
                Muvazaa Kanunen muteber olamaz. Çünkü sui niyettle müstenittir. Çünkü hakikat değildir. Muvakkaten ve sui niyetle müsteniden devredilmiştir. Bankanın defteri tetkik edilirse buna mukabil on para almadığı anlaşılır dedi
                Reis Remzi Bey:
                Meclisi İdare ve Heyeti Umumiye reisi sıfatıyle bu hisselerin deftere geçtiğini ve hissedarların Hey'eti Umu-miyeye kabul olunduğunu ve reylerini istimal edebileceklerini beyan ederim. Ekaliyetin Mahkemeye müracat hakkı vardır.dedi
           
                Sadettin Bey:
                Hakkı Beyin söylediği gibi bir mukavele yoktur.Eğer Hey'eti Umumiye arzu ederse üç azalık hakkındaki maddeyi tadil eder. dedi
         
                Reis Remzi Bey:
                Geçen senede itiraz edilmişti, İtirazlar zapta geçtiği cihetle Kanuni yolunu takip edecektir. Münasipse ruznameye geçelim.
         
                Hakkı Bey:
                Nizamname maddesi değişmedikçe bu suretle rey istimali muvafık değildir.
 
                Avukat Nuri Bey ve Hacı Gedik Zade Hakkı Beyin Reyine İştirak eden Hissedarlar:
       
                İsmail Azmi Bey - Avukat Abdüsselam Bey - Mehmet Kemal Bey - Mehmet Emin Bey - Ahmet Sami Bey - Halit Zade Halit Bey - İbrahim Kethuda Zade Cemal Bey - Kavas oğlu Mehmet Bey - Etem Ruhi Bey - Nuri Bey - Sarı oğlu Hasan Bey - Avukat Nuri Bey - Bozkuşlu Faik Bey - Okka oğlu Ahmet Bey - Topaç oğlu Hacı İbrahim Bey - Tiritoğlu Hüseyin Bey - Hafız İbrahim Bey. 
         
                Ruznameye Geçildi:
           İdare Meclisi raporu ve  Mürakıp Abdullah Hüsrev ve Haşim Tekin Beyler raporlariyle Bilanço ve Kar Zarar hesapları okundu.Celse yarım saat tatil edildi.
         
                 Saat ikide celseye devam edildi.
         
                Yılancı Zade İsmail Azmi Bey:
                Raporlar ve bilanço okundu.Hey'eti Umumiye kanaat hasıl etti.Mürakıplar ayrı rapor veriyorlar.Abdullah Hüsrev Bey kısa yazmış ve Haşim Tekin Bey uzun ve akaliyetin menfaatine şamil beyanatta bulunmuş. Bilançonun tetkikini talep ederim dedi.
       
                Hacı Gedik Zade Hakkı Bey:
                Meclisi İdare Raporunda su mes'elesi,ziraat kısmı , Skoda meselesi,var. Başka bir şey yok. Şirketin ahvali umumiyesinden ve ziyanından bahsetmemiş. 220 bin lira zarar ettik deyor.sebebini yazmeyor. Haşim Beyin raporu üç kısma ayrılmış. Ticari, İdari ve Mali. Ticari kısmı berbat buluyor, İdari kısımda da itilaf ve ittifak olmadığından, İh-mallerinden bahsediyor. Mali kısım hakkında söz söylemek zaittir. Berbat bir vaziyettedir. Meclisi İdare raporuyla Mürakıp raporu arasında da fark vardır. Haşim Bey zararı 1.031.000.- lira , Meclisi İdare 1.138.000.- lira gösteriyor. Arada 107.000.- lira fark var. Bilanço ile Mürakıp raporu arasında tezat var.
       
                 Hissedar sıfatı ile görüşümüz:
                 Geçen sene 3.200 ton şeker istihsal edilmiş, 18.000.- lira kazanmış 930 da fazla şeker istihsal olunmuş zararda fazlalaşmış, İstihsal miktarı fazlalaştıkça kar da fazlalaşır. Halbuki zarar tezayüt etmiştir.Bir gayri tabiilik var. Masraflar fazladır. Luzumsuz malzeme alınmış,biz bu zararı gayri tabii görütoruz. Ve sebebini öğrenmek istiyoruz. Bilançonun arkasındaki cetveli tetkik ettim mevaddı iptidaiye ve pancar bedeli 780.000.- liradır. Diğer ta-raftan yüz kilo pancar 16 kilo şeker vermiş yani yani 6.25 kilodan bir kilo şeker alınmış. Amorti faiz çıkarsa pancar 2.5 kuruştan aşağı gelir. 15.626 kuruşluk pancardan  bir kilo şeker alınmıştır. Yine mukayese cedveline göre 7.20 kuruşta istihsal masrafı olduğu görülüyor. Bundan gayri amaorti ve faiz 350 bin lira da 4.860 tona taksim edilirse kiloda 7.24 kuruş tutar. Bu hesapça beher kilo şeker 25 kuruşa mal oluyor. Bundan başka Mec'lisi İdare ve hesap memurları masrafı var. Meclisi İdare maliyet fiyatını 30 kuruş gösteriyor. Zarara kaydadilen  220 bin lira da buna ilave olunursa beher kilo şeker 34.5 kuruşa mal oluyor. Bir kilo şeker için  9.5 kuruş masraf olmuş, Senede 450 bin lira çıkar. Amorti ve faiz ve malzeme masraflarıyla berabae 450 bin lira  idari masrafı nedir, nerelere sarf edilmiştir. Bunun için tetkiki hesaba lüzum görüyoruz. Demirbaş eşya tesbit edilmemiştir. Bu büyük bir noksanlık-tır. Kanaatıma göre Kanunun 376 .cı maddesi mucibince tetkik teklifi varittir. Reye de konamaz. İtiraz eden akaliyet tetkik için bir heyet ayıracaktır. 1.137.000.- lira zayi oldu, sermayemiz elden gitti. Halbuki zararımız  800 bin lirayı geçmez . Bilançoyu ele alınız maliyet fiyatı istihsal masraflarının toplamından ibarettir. Maliyet fiyatı 30 kuruştan hesap edilmiş şeker bedeli 1.419.780.- liradır. Zarar farkı  220.000.- liradıdr. Bu da maliyete ilave olunursa masra-fı umumiye 1.700.000.- lira eder. Masraf tespit edildikten sonra maliyet tespit edilir. Bu takdirde şekerin şekerin 34.50 kuruşa mal oplduğu anlaşılır. Bilançolar maliyet fiyatı esasına istinat eder.Bedeli karşıya fazla geçer. Bu nisbet zararı çok tenkis edecektie. Su tesisatı masrafı gelecek sene tesisatına aittir. Mürakıp zararı 1.030.000 gös-teriyor.Demek bilanço hakikatı ifade etmeyor. Kanuni şekilde tetkikini talep ediyoruz.
         
                 Yılancı Zade Hakkı Bey:
                 Ben de Meclisi İdare azasından Sofuoğlu İsmail Beyin bir raporu vardır.Bunun da Heyeti Umum,ye huzurun-da okunmasını rica ediyorum.
         
                 Osman Zeki Bey:
                 Mürakıp ve Meclis raporunu arkadaşlar izah etti. Bende bilançonun tetkikini istiyorum.
         
                  Avukat Nuri Bey:
                  Bilanço acı hakikatlar gösreriyor. Bunu görmezsek ne Anonim Şirket, ne de sermaye kalır. Fakir, Alil, Yetim kesimlerin sermayesinin imhasını imza edeceğiz.Bilanço ve raporları dikkatle okumak lazımdır. Rapor gayet basit ve bir çok noktaları meskut bırakmıştır. Mürakıplar bir heyet halinde iş görmemişler. Mürakıp Abdullah hüsrev Bey bu iş için Uşak'a hiç gelmemiş raporu 28 kelimeden ibarettir. Beher kelimesi 17 liraya gelmiş. Haşim Tekin Bey Abdullah Beyi iskat ediyor. Meclisi İdareyi tenkit ve itham ediyor. Hakkı Bey bu rakamları izah etti. Ne kadar izah et-se kapalıdır.Elimizde yalınız bir bilanço var. Bunu da Haşim Bey ret ve cerhetmiş.Hey'eti İdare vazıh delail ile itiraz-ları cerhedecek . Bütün arkadaşlar Bilançonun ademi kabulünü ve kanunun verdiği selahiyet mucibince tetkikini istiyor. Buna ait takririmizi takdim ediyoruz. dedi ve müteaddit imzalı bir takrir verdi.
             
                  Haşim Tekin Bey:                                                                                                       
                  Hakkı Bey raporum üzerine mütaala beyan etti.Bir tavzih vaziyeti vardır. Raporumda rakamlar, Bilançoyu ten-kit ve mutalaalarım ve sonra temennilerim var. Zati şeyler hissidir. Ya sadıkım, ya kazibim. Takdirinize kalmıştır. Temenniyatım son maddelerde yazılmıştır. İster kabul edersiniz ister etmezsiniz. Rakamlara his karıştırmak abes-tir. İdare Heyeti ile ayrı değilim. Nefsil emirde bir fark yoktur. Hesap işinde hüküm ve rey sizindir. Bütün kayıtların defatiri esesiyeye muvafık olduğunu söylüyorum. İtirazım usule aittir. Su yolları tesisi hederdir. Bunu zarara götü-rüyorlar. Ben bunu görmeden yazamam deyorum. Aradaki fark usul farkıdır. Mevzu bahs zarar maal'esef vakidir. Tehakkuktan evvel adetlerin kıymetine dokunmam dedim. Ortada hesaplar da görülen kadar, hatta daha fazla za-rar vardır. 928 de bütün mebani ve tesisat kıymetlendirilmemiş demiştim. Bu mebaninin kıymetlerini birer birer koymasını Hey'etinize arz etmiştim. Tasvip edildi. Hey'eti idare tetkik ettirdi. Aldığı birkaç rapor makus zuhur etti. O hesaplarda teretdütlü görülmüş, bunları zarara almadık.
                  Bilanço İdare Heyetinin söylediği kadar açıktır. Bu müessese benim ve idare heyetinin söylediğinden fazla zarar etmiştir. Hesap işinde İdare hey'etiyle aramızda tanakuz yoktur. Onların ifade edemedikleri kadar zarar vardır.
                  Hacı Gedek Zade Hakkı Bey:
                  Hesap farkı  105 bin liraya patlıyor. Aralarında ciddi rakam farkı vardır. Şeker satışı İdaresizlikten temin edi-lememiştir. Bütün hesap kuyuda mutabıktır. Bu maddi görüş farkı şirkete bir iki yüz bin liraya mal oluyor. Kömür zararı vaki olmasaydı zarar bu miktara yükselmezdi. Hüsnü Beyin  750 lira Aziz Beyin  5 bin lira ve saire muallel görülmüş. Bunlar hissedarın lehinedir.
             
                  Haşim Bey:
                  Ben kendi hissimi söyledim. Kömür israfından bahsetmedim. Teknik adam değilim. Ağzıma yakışmaz. Fazla kömür yakılmış demedim. Pancar fazla tahmin edildi. Fazla kömür geldi.dedim. Mec'lisi İdare azasının al-dıkları yevmiyeler hilafı usuldür. Demedim Hey'eti Umumiye kararlarına istinadı muvafıktır. dedim Hey'eti İdare alacağı parayı kendisi tayin edemez. Hey'eti Umumiyede tezekkür edilsin dedim.
             
                  Avukat Hami Bey:
                  Hakkı Huzur  10 lira olarak, 28 de tesbit edilmiştir. Yevmiye karara muhaliftir.
             
                  Avukat Nuri Bey:
                  Hakkı Beyin teklifi ehemmiyetlidir. Hey'eti İdarenin işlerini tenkit eden azasından İsmail beyin raporu okun-sun Ankarada verilmiş bütün memlekette söyleniyor. Kendi de verdiğini söylemiştir.
           
                  Sofu Oğlu İsmail Bey:
                  Geçen sene su vaziyeti Ankarada görüşüldü.Rapor bu mealdedir. İdare meclisi reisi gelmiş su işine baş-lamış ve halletmiştir. Bu bahis Bilanço ile alakadar değildir. Yazılarım rapor mahiyetinde değildir.
             
                  Avukat Nuri Bey:
                  Semayemiz hayatımız demektir. Kimseye isnadatta bulunmuyoruz. İsmsil Bey raporunu herkes biliyor. Okunursa daha muvafıktır.
           
                  Avukat fazıl Bey:
                  Ruzname haricinde şeyler görüşülüyor. İsmail Beyin raporunu okumak Kanuna mugayyirdir. Bazı zevat içtimaın tahirini talep ettiler 376 maddede Bilançonun tetkiki için bir hey'et intihabı hakkında bir şey mevcut değil-dir. Bilançonun tastikini  15  gün tehir edebilirler. Tetkik edemezler. Buna niçin lüzum görüyorlar Hissedarlar malik oldukları bu hakkı evvelden istimal etseler yeni bir zahmet ve masrafa luzum kalmazdı. Bilançonun tetkikinin tehi-rine lüzum görmüyorum.
           
                  Nuri Bey:
                  Hey'eti İdare davette Kanuni vazifesiniifa etmemiştir. Müteaddit defalar talep ettiğimiz halde Blanço vermediler. Telefonla istiyoruz göndermeyorlar. Merkez Uşak'tadır. Uşak'ın köyünde değildir. Hissedarlar Bilanço almak için teshilata değil müşkülata maruz kaldı. Heyeti Umumiye Şirket merkezi hakkında karar verebilir. Bina-enalyh tahkik hesap için istinat ettiğimiz maddeler tamdır.
             
                   Komser Ziya Bey:
                   Takrir veren hissedarların yüzde on hisseye malik olup olmadıkları ve kanuni şartları haiz bulunup bulun-madıklarını sordu.
             
                   Avukat Nuri Bey:
                   Takrir veren hissdarların miktarı yetmiş dokuz bin küsur hisse olduğunu söyledi.
           
                   Fazıl Bey:
                   Kim istedise Bilanço gönderilmiştir. Molla Ömer Oğlu Nuri Bey şirket idaresinin muhalifi olduğu halde ta-lebi üzerine kendisine iki bilanço gönderilmiştir. Söylesin.
           
                   Molla Ömer Oğlu Nuri Bey:
                   Bendeniz iki nüsha aldım. Kafi gelmediğini söyledim. Tekrar istedim verilmedi. Eski harflare on nusha çevirerek dağıttım.
           
                   Komser Ziya Bey:
                   Bilançonun herkese verilmesi Şirketlerde adet değildir.
             
                   Avukat Nuri Bey:
                   Fazıl Bey, Mollamar Oğlu Nuri Beyin Şirketin Muhalifi olduğunu söyledi. Burada kimse şirketin muhalifi değildir. Bu sözü redederiz. Şirkete muhalif olan varmı arkadaşlar, Şirket malimizdir. Kendi menfaatimize muhalif olurmuyuz. ( Muhalif değiliz sesleri )
           
                    Reis Remzi Bey:
                    Sükunetle müzakere edelim. İçtimaı tehir ve bilançoyu tetkik talebini havi teklifi aldık. Reyleri tetkik edelim. Eger muhikse ve nisap varsa tehir etmek zaruridir. Sözler zapta geçtiğine göre bu itirazların münakaşasında Kanuni faide görmüyorum. Kuvvetli başka itiraz noktalarınız varsa kaydettiriniz. Faidesiz münakaşa ile vaktimizi zayi etmeyin. İsterseniz nihayet mahkemeye gidilecektir. Mahkeme itirazları isterse kabul isterse re'eder. Reyler bir taraftan tetkik ediledursun Haşim Beyin raporuna atfentenkit yapılmıştır. Buna cevap vereyim.
Reis Remzi Beyin teklifi ile ( Haşim Bey raporundan eski su tesisatı hakkındaki kısım okundu )
                 
                    Reis Remzi Bey:
                    Bu itiraz hakkında cevabımız.: Mürakıp su yollarına sarfedilmiş olan 85 bin liranın zarara geçirilmesini mu-vafık bulmamaktadır. Sebeb olarak üç kilometre su yolu vardır.deyor. 3 kilometrelik bir yol hakikaten vardır. Evvela bu yolun terk edilmesi fennen mecburidir. Su tesisatının kıymeti ve ehemmiyeti miktarına göre değişir.Su olmazsa yolun kıymeti yoktur. Bu yolun işe yaradığını kabul etsek kıymeti on bin ila onbeş bin arasındadır. Eğer onbeş bin lirayı olsun zarardan çıkarınız denirse vereceğimiz cevap bu yolun fenni bir kıymeti olmadığı ve işe yaramadığı ola-caktır. Bu su yolları ile dranajların mecmuu  3.700 metre kadar tulde muhtelif kısımlardan teşekkül eder. Vaktiyle Avrupadan gelen mühendis bir proje ypmış, tatbik etmiş. Esaslı hatalar yüzünden masraf heder olmuştur. Hatala-rın birincisi dranajın tabana kadar indirilmemesidir. Yokardan üç dört metre suyu almışlardır. Halbuki tecrübe ve tedkikatımız suyun  10 - 11 metre arasında bir derinlikte olduğunu gösterdi. Kuyucuların tabiri vechile suyu askıya almamışlardır. Yerli kuyucuların bu basit malumatı bile derpiş edilmemiştir. Kışı çok kurak olan geçen sene top-raktaki su seviyesi 4 metre aşağı kadar düşmüş ve tesisatta bir damla su kalmamıştır.
İkinci büyük hata dranajların su ceryanlarına amuden yapılması icapettiği halde bunun tamamen aksine gidilerek bir çok yerlerde dranajlar ceryana müvazi yapılmıştır. Ve binaenaleyh su layıkıyle toplanılamamıştır. Üçüncü hata ise toprak altındaki su cereyanlarının kesif bulunduğu mıntıka araştırılmayarak laalet'tayin gidilmiştir. Biz bu hata-ları gördük. Mevcut raporları tetkik, mutahassısın fikirlerini takip ile işi esasından halletmeyi düşündük. Çok masra geniş ve uzun tesisata mukabil  130 - 140 litre yarma  ile iktifa ederek  50 litre su bulduk. vaktiyle tecrübesizlik ve dikkatsizlik neticesi 100 bin lira kadar da diğer su yolları için masraf yapılmıştır.Bu paralarımız heder olmuştur. Biz suyun en muvafık mahallini bulduk. Ve suyu az masrafla topladık. Yani bulunan bu suyun eski mecradan akması-nı muvafık farzetsek ancak  15 bin liranın mevcuda götürülmesi icap eder. Halbuki bu yollar bulduğumuz suları da kaçırmak tehlikesine ve müt adi masraf ihtiyarı ihtimaline binaen Mec'lisi İdarenizce kıymetsiz ad'olunmaktadır. Meclisi İderenin vazifesi hakikatı söylemektedir.
              Zararları çoğaltmak isteyüp istemediğümüzün izahı çok kolaydır. Şirketin zararı Bilançoda gördüğümüz zarar değildir. Biz ihtiyatkar olarak dğer bir çok zararları eyice tehakkuk etmediği için Bilançoya koymadık misal olmak üzere arz edeyim.
              Vaktiyle verilmiş Umumi hey'etimizin kararı üzerine  binaların kıymetini tetkik ettirdik. Mimar 250 bin liradan fazla zarar gösterdi. Biz bunu nakletmedik. Keyfiyeti size izah ediyorum. Eski su yollarının bir kıymet ifade etmedi-ğini teyiden ilave edeyim. Mütehassıs Jeoloğ Mösyö Lüsüs ve Çek Mühendisi Mösyo Vorelin verdiği izahata göre yeni suyu eski mecra ile getirmek muvafık değildir. Zaten elimizde bin beşyüz metre boru vardır. Vaktiyle alınmış, bunun faizini veriyoruz. Bunları yeni su yoluna döşiyeceğiz. Ortada tasavvurat mücerrede göremiyoruz. Ve bu meblağın zaraa geçmesi muvafıktır. deyoruz  Amma Hey'eti Umumiye malimiz bu kıymettedir derse kabul ederiz. Bu noktadan Bilançonun tetkikini icap ettirecek bir şey göremiyorum. Yoksa ben tetkikata her zaman taraftarım. ( Haşim Bey raporundan küsbe çuvalına ait kısım okundu.
           
                Reis Remzi Bey:
                İzah için Arif Beye söz verdi.
           
                Muhasebe Müdürü Arif Bey:
                Bilançoda küsbe çuvallı olarak hesaba alınmıştır. Fazlaya satılırsa zaten kara alınır. Fakat satışın daha noksan tutacağını zannediyoruz.
             
                Reis Remzi Bey:
                Çuvallar eski ve fena bir haldedir. 8 çeşittir. Vaktiyle muhtelif yerlerden ucuz diye alınmış. Küsbe doldurul-muş, küsbenin fiyatı İzmir ve Afyona gönderildiği takdirde bu kıymeti tutmuyor. Bundan zarar olabilecektir. Uşak ve Banaz halkı küsbeye talip değildir. Bunlar yaş küsbeden istifade etmektedirler. Bu mıntıkalar halkına ayrıca  her dönüm taahüt için meccanen yarım çuval kuru küsbe verilmiştir. Uzak olan diger muhtelif yerlere küsbe gönderdik. ve alım için teşfik ettik. İstihlak merkezi olacak yerlerde henüz alışılmadığı için alınmayor. Şimdiye kadar küsbe satışımız bir kaç vagondan ibarettir. Küsbe için koyacak yer bile yoktur. ( Haşim Bey raporunda ziraat makinaları amorti meselesi okundu )
             
                Remzi Bey:
                Ziraat makinalarının istimal edilmemesi amorti hesabında gösterilmemesini icap etmez. Geçen sene bizce mutedil ve hakikata yakın bir amaorti teklif etmiştik. Hey'etiniz eski senelerde olduğu gibi askari amaorti ile iktifa etti. Amorti yapmamak yüzde doksanı köhne olan bu aletlerin kıymetini fazla kaydetmek demektir. Eger ziraat makinalarının, Kamyonların bedellerini, anlayan arkadaşlarımız tetkik ederse kıymetlerinin çok aşağı düşmüş olduğunu görür. Makinaların su yollarında çalışması kayışı idare ve hafif tulumbaları tahrik etmekten ibarettir.Ziraat makinaları için ümitli bir nokta Hükümetten Kanun mucibince tazminat alınmasıdır. Maalesef tazminat için bir kısım faturalar ve eski muameleler noksandır. Tazminatın kısmen bu itibarla zayi edileceğini zanneyleyoruz. Ziraat makineleri bahsinde Bilançoya tesir edecek bir şey göremiyorum. Hey'eti Umumiye işe sahiptir. Kıymeti fazla gösterdiğimiz ve kendisini aldattığımız husususunda bir hissedarın itirazı bizleri ehemmiyetle düşündürür.
                Bu münasebetle mühüm gördüğüm bir bahse temas edeceğim. İdaremiz Bilançoda görülen rakamlar hakkında muhtelif ve uzunca tetkikler yapmıştır. Hakiki mali vaziyeti tespit için evvelki zamanlara ait mevcutları göz-den geçirerek tasfiyeye başlamıştır. Öyle tahmin ediyoruzki eski idareye ait daha bazı zararlar kaydolunmak mecburiyeti hasıl olacaktır. Mesela muhtelif tesisat ve muhtelif malzeme namıyla iki hesap vardır. Bunları tetkik ettik. Ambar dolusu demirler, fazla eşyalar vardır. Tasnife tabi tutularak ve işe yarayanları ayırarak kıymetler tespit olunuyor. Gelecek sene neticeyi görüşürüz. Biz tahakkuk etmediği için zararları göz önüne yığmadık. Zararların sonu tasfiyedir. Zavallı ve günahsız kimselerin sermeyesinin heder olmasını istemeyiz.( İzahat kafi görüldü raro-run amaortiler hakkındaki kısmı okundu )
           
                  Remzi Bey: 
                  Amortinin ilmi olmadığı geçen sefer münakaşa edilmişti. İlmi ve fenni amortiden çok bir şey anlamıyoruz. Amorti bir malın kıymet eksikliğinin karşılığını koymaktır. Makinaların gün gün veya ay ay kıymetinden zayi ettiği miktarı tespit kolay değildir. Onun için vasati bir şey kabul edilir.
                  Amorti nisbetini geçen sene Hey'eti Umumiyeniz askariye indirdi. Biz de geçen sene kabul edilen nisbeti koyduk. Alpulluya göre yüzde elliden aşagıdır. mürakıp Bey demirbaş eşyanın tespiti meselesinde, benim Müdü-rü Umumi vekaletim zamanındaki bir hadiseden ilham almışlardır. Demirbaş eşya dairelerde ve fabrikadadır. Ye-niden bir tetkik yaptırdım. Yerleri ve efsafı tayin edilmiş değildir. Teşekkülden beri geçen hercü merç malumdur. Biz kayıtları, mevcut kıymetlere nazaran tekamül ettirmeye çalışıyoruz.
                  Alati ziraiye bakımsızdır deniliyor. Hakikat halde bu alat bakımsız kalşmış bulunuyordu. Bu hadise eski zamana ait sebeblere istinat eder. Bunlar vaktiyle çok miktarda ve düşünülmeden alınmıştır. Koyacak yer bulamadık. Daha evvel mıntıkalarda idi. İstihsal edilemeyeceği anlaşıldı. Köylü şikayet etti. Alatı ziraiye diye alınan bu bir yığın demirden ne şirkete ne de Köylüye faide vardır. Bu vaziyet benimde yüreğimi yakmaktadır. Hangara bir kısım ilave ettik. Bu surette alatı ziraiyeyi koyacak yer bulunmuştur. Ve artık şimdiden sonra ucuzda olsa ancak satılmaya yarayacaktır. Bunlar ölü sermaye halinde  mütemadiyen Bilançoya faiz kaydettiren mevcutlardır. Vaktiyle bu hadiselerin cereyanı zamanında sorulmuşmudur bilmem şunu temamen tebaruz ettirmek iste-yorum ki Meclisi İdareniz vazifesini yapmak için maziye doğru atfı nazar etmeye mecbur olmuştur. İşi teslim aldığımız berbat hale koyan sebebleri sizlere bildirmeyi vazife at ediyoruz. Vazı rakamlara istinat eden bir ra-porla keyfiyeti biahere izah edeceğiz. ( Mürakıp raporunun mali vaziyet kısmı okundu )
           
                  Remzi Bey:
                  Alacakların tahsili mertebesini arz edeyim. Alacakların yüzde doksanı zürra ile münasebetten mütevellittir. Dört senelik kuraklık halkımızı çok müteessir etmiştir. Kuraklıktan zarar gören zürrayı sıkıştırmayı muvafık bulma-dık. Son zamanlarda hisse borçlularını ve diger bazı borçluları mahkemeye vermeyi zaruri gördük. Asıl endişeyi mucip alacaklar terk edilmiş mıntıkalara aittir. Bunlar Blıkesirden Menemene kadar sıcak mıntıkaların hepsidir. Biz
Meclisi İdareye geldiğimiz vakit bu mıntıkalardan feragati tensip edilmiş bir halde bulduk. Eski senelere ait olan bu alacakların vesikaları kafi derecede hukuki bir mahiyet irae etmiyor. Mali vaziyetin çok vahim çok nahoş olduğun-dan bahs olunuyor. Hakikaten bu vaziyet Dünyada hiç görülmeyecek bir garibedir. Sermayesi az borcu üç beş mis-li bir şirket tasavvur edemezsiniz. Esasen hata işin azametini anlamadan işe başlanmasındadır. Bu suretle zaraı her halde görülecekti. Mali vaziyeti kurtarmak için iki seneden beri Hükümetle Bankalatla temastayız. Hükümetin Milli iktisadiyata Pancar ve Şeker siyasetine verdiği ehemmiyet sebebiyle Şirket devam edebilmiştir. Aksi halde devamına  imkan yoktu. ( Raporun şeker satışı hakkındaki  kısmı okundu )
         
                  Remzi Bey:   
                  Şeker hem batı hem zararlı satılmış deniliyor şeker satışı hakikaten mühimdir. Vaktiyle zan netmişler ki is-tihsal edilecek şeker Uşak'la Afyon ve nihayet Konya, Eskişehir arasında sarf olunur biter. Geçen sene Şekeri çok istihsal ettik. Bunun zikrolunan sahada sarf edilemeyeceği anlaşıldı. Toz Şeker esasen az sarf olunuyor. Her yerde toz şekere göre dört ila beş misli küp şeker sarf ediliyor. Küp Şeker tesisatını yapmak için tetkikat başlamış-tır. Piyasayı zorladık son rakamları elde ettik. Beş yüz vagon şekeri sarf için kısmen İzmire göndermeye mecbur kaldık. Satış iktisadi buhran dolayısıyla eski derecesini kaybetmiştir. Bidayette İzmire Yüz vagon tahmin ederken yüz elli vagon gönderiyoruz. Satış ayni zamanda şekerin evsafına tabidir. Bu seneki şekerin evsafı daha iyidir. Ka-lan eski şekerin satışında evsafı dolayısıyla müşkülat görülüyor.
             
                  Şeker Ambarı Bahsi: 
                  Şeker ambarı para işi para meselesidir. Şirketin ne yolla hesapsız teşekkül ettiği ihtiyaçlarını nasıl bir muzayika dahilinde temin eylediği malumdur. Bankadan, İnhisar idaresinden alınan paraların muhtelif safhaları dahi bilinse gerektir. Tabii bir teşekkülde fabrikanın yanında Şekeri alacak bir ambarı bulunmalıdır. Biz ise zaruri olarak muhtelif yerlerde ambarlar tutuyor ve bunun zararını masrafını çekiyoruz.Bu sene Sanai Bankasının muvafakatini aldık. Ambar yaptıracağız. 
         
                  Kampanya Hazırlık:
                  Fabrika Müdürünün yeni gelmesi dolayısıyla o sene sıkıştı. Bu münasebetle de Fabrika Müdürü bahsine temas edeceğim.
                  Fabrika Müdürünün getirilmesinde fenalık olduğunu resmi makamata kadar söyleyenlere, müracaatlara ve dedikodulara tesadüf ettik. Fabrika Müdüdrü bize teklif olunan Avrupada meşhur dört Müdürden birisidir. Roman-yada İtkani şeker fabrikasının Müdürü idi. Maaşına yüz lira kadar ilave ile buraya getirilmiştir. Fabrika Müdürü işletmenin hayatıdır. Bir hatası bir kalemde yüz bin liralık zararı ortaya çıkarır. Onun için maaş miktarları üzerinde çok durulacak şeyler değildir. Eği Müdür eği işletir ve  eyi öğretir. Şimdiki Müdürden daha muktedir  1.200.- lira ile gelmek isteyen adam tecrübe şartımızı kabul etmedi. Bunun üzerine bu adamı getirdik. O sene bir kısım malzeme acele ile sipariş edildi. Kampanya tehlikeye maruz kalmamıştır ve neticede fena değildir zannederim.
         
                 Silolar Bahsi: 
                 Siloların tevsiine henüz karar vermiş değiliz. Sebebi diğer mühim işler karşısında bunun onuncu derecede bile gelmemesidir. Bundan mühim olan Hat meselesidir. sanayi Bankası ile mutabık kalırsak  bunu yapacağız. Si-loların tevsii bu sene kalır. Tetkike muhtaçtır.
           
                 Su Mes'elesi: 
                 50 litre su miktarı raporda kaydolunmuştur. Üç sene kuraklıktan sonra kışı yok olan sene bize bu neticeyi verdi. Suyun mühim bir kısmı harice akıtılmıştır. Buna rağmen temin edilen miktar bizi tatmin eder. Üç kuyunun suyu  50  litre olduğu halde bunu  35  litre kabulde faide vardır. Mürakıbın raparuna yazdığı keyfiyet bil'fiil halledilmiştir.
            Su mühendisi gelince ben de geldim ve peşini bırakmadım.bıraksaydım projesiyle iktifa olunacaktı. Eli-mizde  7  litre su kalacaktı. Bu suretle 500 vagon şekerin yarısı pancar halinde çürümüş olacaktı. 
         
                  Vasati nakliye meselesi:
                  Pancarın çok olacağını hepiniz tahmin etmişsinizdir. Kamyon almaga taraftar degildik. 15 - 20 kamyonun tamiri ile iktifa ettik. Bunun 6 - 7  si istimal edildi. Kamyonla nakil bazı mıntıkalarda pahalı görüldü. Esasen köylünün kendi pancarını nakletmesi doğrudur.
             Ankara'da alahilafil 'usul içtima bahsine gelince. Bizi Hükümet batmış bir müesseseyi kurtarmak için bura-ya gönderdi. Ankara'dada vazifelerimiz vardır. Onun için Uşak'ta ikametgah tesis edemedik. İşin icabı kadar buraya geldik, hatta bazan fazla kaldık. Fazla kalışımız dedikoduları mucip oldu. Müdürü Umumi ile işin idaresi kafi görül-müyordu. Su mes'elesinde olduğu gibi. Ancak vazifedirki bizleri istemiyerek burada durdurmuştur. Ankara'da res-mi bir içtima aktetmedik. Yalınız Umum Müdüre direktif verdik ve vekaletle temaslar yapıldı. Biz işin yürümesine bakıyoruz. Ne tekimde yürümüştür.
             Aziz Beyin selahiyetinden mücerret bıkrakılması yoktur. Meclis Müdürü Umumiye yapabileceği selahiyeti verdi hangi selahiyeti Müdürü Umumi,yeden esirgedik ve bundan şirket zarar etti ise söylesinler.
         
                   Kömürün fazla alınması:
                   Pancarı herkes fazla tahmin etti. biz  40 - 45 bin ton kabul ettik. Muhtelif fen memurlarından alınan rapor 52 bin ton olduğunu gösteriyordu. Tahminde tam isabet araştırmak doğru değildir. Ortada teassül etmiş kaydoluna-cak bir zarar yoktur. Kampanyada kömürsüz kalmak daha fenadır. Zaten her sene kömürün bir miktar artmasını tabii görmeliyiz. Hesapsızlık o durki lüzumsuz yere bir kaç senelik birden kömür alınır. Zarar ondan hasıl olunur. Nitekim evvelce alınmış bir kok kömürü vardırki . Dört sene sarf olunmuştur. Avukat Nuri Beyle mütevali, neticesiz bir münakaşa deniliyor. Bunu ben hatırlamıyorum.  Arada zimmmetten dolayı bir itilaf teaddün etmiştir. Dava bir haktır, müdafaada bir haktır.   
             Bu münasebetle tenkitlerden davalardan zerre kadar kaçınacak vaziyette olmadığımızı tekrar etmek isterim. 
     
                  Bayilik  Meselesi :
                  Bizi müşkül mevkide  bırakmış mes'elelerden birisidir. Satışın azlığının sebebi bizi manen bağlayan ve bida-yetteki idarenin düşüncesiz yaptığı bazı muamelelerdir. Vaktiyle bayilik hakkı için hisse almak şartı konmuştur. Halbuki bayilik ayrı bir kabiliyete mütevakkıftır. Ankara'da piyasaya hakimiz. Kütahya satışımız biraz geridir. Fakat şirket menfaatini temin edecek bir bayi derhal bulunmuyor.  Şimdiye kadar piyasaları tanımakla meşkul olduk. Konya kısmen tekamül etmiştir. İzmir'de bayie ihtiyaç yoktur.
             Bunlar bir satış siyaseti değil idaresidir. Şeker astışının iki esaslı hattı : Birinci derece piyasalarımıza başka şeker sokmamak,ikincisi şeker satışını en az masrafla en muvafık şekilde idare etmektir. ( Pancar meseslesi hakkındakı rapor kısmı okundu )
         
                   Remzi Bey:
                   Şeker maliyeti hesabında masrafın çok olduğundan bahsediliyor. Ziraat mıntıkası hali işbaa gelmemiş iken Eskişehirre kadar gidilmiştir. deyorlar. En basit kafa bile bunu anlar, acaba bu mıntıkada ne kadar talep edilmiş ve ne kadar verilmiştir. Sofu Oğlu İsmail Beyin bir kaç köy hakkındaki teklifinden başka bir şey hatırlamıyorum. Biz bir prensip tuttuk;
                   Onbeş kilometre sahadaki köylere ektireceğiz ve köylüleri borçlu bıraktırmamak siyasetini takip edeceğiz. Uzak mıntıkada pancar ekimine dikkat etmezlerse bizce murakabe müşkülatı dolayısıyle tahminde aldanırız. Belki tohum bedelini bile alamayız. Bize pancar ekmek için müracaat edenlerin sebebsiz red'i vaki değildir. Biz hususi ve mahalli menafi kaydıyla kendimizi mukayyet görmeyiz. Yalınız şirket ve memleket menfaatini düşünmek vazife-mizdir. hakikati açık söyleriz. Ziraat siyaseti şirket teessüs etmeden evvel kararlaştırılacaktı. Fabrikada ondan son-ra yapılacaktı. O vakit belki Fen erbabı fabrikayı Banazda tam istasyonda büyük suyun yanı başında ve üç ovanın ortasında yapmayı tercih ederdi. Müessislerin, Kısmen bu günün muterizlerinin asıl düşünmeleri lazım gelen mü-him bir meele bu idi.
                   Fabrika Uşak'tadır, 1.5  milyon lira parayı yutmuştur. Bunun başka yere kaldırılması hesapsızdır. İşi biz böy-le teslim aldık. Fazla masraf dahi olsa suyu bulup idare etmeyi kabul ettik. Uşak, Sincanlı ve Banaz'da ziraati teksif etmek şirketin esaslı hedefi olmalıdır. Bu hedefe ancak gayretve faaliyetle çabuk yetişilir. 
         
                  Lin'git Meselesi:
                  Bir fabrikanın lingit yakma işi memleket meselesidir.  27 de Hakkı Bey lingit işi mevzu bahs olmuştu. Lingit para, hesap ve ihtisas ister. Dumlu'da bir lingit bulduk , Resmi muamele uzun sürdü, ruhsat yeni alındı. Mühendis gidecek keşfedecek.
           
                  Fabrika Masrafları:
                  Avrupa muadil fabrikaları kadrosuna göre bir kadro yapılsın ve mücerret heyeti idareye bırakılmasın deyorlar. ( Murakıp raporunun bu kısmı okundu ). Muadil Avrupa Fabrikalarının kadrosunu aynen kabule imkan yoktur. Çünkü birçok istasyonlarda iş çift adamla görülüyor. Bir Ecnebi bir türk. Halbuki biz tetkik ettik  Avrupa Fabrikalarının kadrosuyla çok fark yoktur. Hatta Rus fabrikaları daha çok amele çalıştırır deyorlar. Bununla beraber geri ve fena tesislerle mukayeseyi kabul etmiyoruz. Fabrika kadrosunu geçen senekinden aşagıya indirdik. Meclisi İdare raporu sonundaki rakamlara dikkat edilirse işin mahiyet ve hakikatini gösterecek en mühim işaretlerdir. biz bunu yaptığımız işleri göstermekten ziyade, İstikbale ait bir vazife düşüncesiyle koyduk. Raporun kısalığından bahsedildi. Sözlerimle buna cevap vermiş oluyorum. Raporun ruhu sonundaki rakamlardır. Bunlar işin eyi gittiğine delildir.İstenilen diğer sözle lafıgüzaf olur.
                  Kadroyu Hey'eti idarenin mücerret tensibine bırakmamak sözünü anlayamıyorum. Kadroyu mes'uliyeti tehammül eden Şirketin Meclisi İdaresi yapmalıdır. Meclisin kadrosuna itimat olunmuyorsa ne düşünülüyorsa açık söylensin. Tekrar edeyim bizim vazifemiz burada muvakkattır, bozulmuş batmış işi kurtarmak için gönderildik. Biz kurtardığımızı zannediyoruz.  Bir telekkiye göre eyi işi batırmışız. ( Hüsnü Beyin maaş hakkında rapor kısmı okundu )                Murahhas aza yevmiyesi mevzu bahistir. Aziz Beyin maaşını ayda yediyüz elli lira bulduk. İşlerin tekasüfü dolayısıyla onun yalınız çalışmasını muvafık görmedik. Aziz Beye verilen para mukavelesi icabı idi. Bizim yaptığımız mevcut mukavelenin icabını yerine getirmekten ibarettir. Maaş, tahsisat, Otomobil, mendil meseleleri işin azameti karsısında ehemmiyetsizdir.Fakir milletiz. İki üç bin lira değil , iki üçyüz lira gözümüze çok görünüyor. Fakat iktisadi Kanunlara tabiyiz. Kimseye başka yerlerde aldığından noksan ücret veremeyiz.
                 Bu münasebetle Müdürü Umuminin hala tayin edilmemiş olduğu hakkındaki itirazlara cevap vermek iste-rim. Tayin keyfiyeti elimizde olduğu halde gerek işin ehemmiyeti ve gerekse hususi ve muvakkat vaziyetimiz dolayısıyle bu mes'uliyeti almak istemedik. Hakikaten iş bu gün şirket işi değildir. 4 milyon lira koyan Hükümet işi olmuştur.
             
                 Meclisi İdare Yevmiyeleri:
                 Heyeti Umumiyede hakkı huzur olarak , on lira tayin edilmiştir. Yevmiye ve harcirah meselesini biz teamül halini almış ve üzerinden bir kaç Bilanço senesi geçmiş bir vaziyette bulduk. Bunu Heyeti Umumiyenin kabul ve tasvibi telekki ediyoruz. İş takdirlerinize bağlıdır.
                 Bu münasebetle yine tasrih edeyim İdare azalarını Uşak'ta uzunca zamanlar tutan sebeb yevmiye topla-mak gibi işin zahmet ve mes'uliyetine göre çok hasis şeyler değildir. Bu sebeb iş ve vazifedir. " Bir çeyrek ara verildi "
                 Remzi Bey:
                 Komser Bey takrir veren kimselerin Şirketle olan münasebetlerinin tetkikine lüzum göstermiştir. ( Asaleten veya vekaleten temsil ettikleri hisselerin altı ay evvel alınmış ve bedeli verilmiş olup olmadığını tetkike luzum vardır.)deyorlar. tetkikat yapılıyor bu muamele ikmal edilinceye kadar müzakereye devam edeceğiz.
             
                  Hacı Gedik Zade Hakkı Bey:
                  Mademki hissedarlar Heyeti Umumiyeye kabul edilmişlerdir. Binaenalyh tetkike lüzum yoktur. Komser Beyin talebi doğru değildir.
             
                  Komser Ziya Bey:
                  Celsenin açılmasına müsaade nisap gördüğümden ileri gelmiştir.Komserin hey'eti Umumiyede bulunuşu bir formalite değildir.Şirketin hayatınıda nazara alarak bir rapor yapacağız. Ben bu meseleye yine bir şirket Hey'eti Umumiyesinde tesadüf ettim. Hissedar kaydedilmişler, paraları vermeyolar her sene ihtilal çıkarıyorlar. Burada da vaziyeti ayni görüyorum. Tetkik etmek zarureti vardır. Nisabi kanuni başkadır, Takrir verenlerin hisse bedellerini verip vermediklerini tetkik etmek lazımdır. dedi
                 
                  Avukat Nuri Bey:
                  Vaktiyle ben Hukuk Müşaviri iken hisseden bakiyei deynini tesviye etmemiş zevattan dava ettik  Mahkeme-ye Hey'eti Umumiye iştirakleri hakkındaki imzaları ibraz ettik .Temyiz Mahkemesi bunu kabul etti. Borçlu olanlar borçlarını verirler. Hisseyi mademki kabul etmiştir bunun bütün hukukuna sahiptir.
           
                   Reis Remzi Bey:
                   Komserin talebi resmi bir taleptir. Bunun tetkikine taraftarım, aksi karar verirsekekseriyet Komserin fikrine iltihak etsin etmesin noksan bir muamele yapmış olabiliriz. Nasılki sizlerden bir kısmının tetkik istemenizi eyi telakki ediyorsak Komser Beyin tetkik talebini de kabul lazımdır. Hakkı Beyin itiraz ettiği müzakere nisabı ayrı mes'eledir . Komser Beyce tetkik ve kabul olunmuştur.
             
                   Ethem Ruhi Bey:
                   Evvelki kongrelere iştirak edenler hakkında tahkikat yapılmışmı
             
                   Remzi Bey:
                   Bundan evvelki Hey'eti Umumiyelerde içtimai tehir, Bilançoyu yeniden tetkik gibi mes'eleler  mevzu bahs olmamıştır. Komser Beyin resmi vazifesine ve bu talebine ne siz nede ben mani olabiliriz.
             
                   Komser Ziya Bey:
                   Hisse bedelini tamamen vermiş olan hissedarlar, borcunu vermeyenlerin Hey'eti Umumiyeye kabul edilmesini isterlerse Şirketinizin hakiki menfaati itibariyle ben de kabul etmem. Buna lüzum vardır. Kanunda Komsere selahiyeti kamile verilmiştir.
             
                   Hissedarlardan Ceza Reisi Sabri Bey:
                   Mademki Kanunda sarahat yoktur. Hisse bedelini vermeyen şahısların Hey'eti Umumiyede rey beyan etmemesi lazımdır. Fakat kısmen hisse bedelini veren borçlu hissedar verdiği para kadar rey verir.
             
                   Remzi Bey:
                   Burada Kanuni mümessil Komser Beydir. Komser vazifesini tamamıyle yapmış mı yapmamış mı , iki merci vardır ; Vekalet ve Mahkeme . Bu itabarla münakaşayı faideli bulmuyorum. Komser borçlu olanların reyini kabul etmem deyor.
             
                   Hacı Gedik Zade Hakkı Bey :
                   Komser Bey bir kısım hissedarın reylerini ve tetkik taleplerini kabul etmeyeceğim diyor. Biz şu takrirle bir hesap tetkikini arzu ediyoruz. bu tetkik yapılmadan başka münakaşaya girmeyecek ve cevap vermeyeceğiz. Tetkik-ten evvel yapılacak münakaşanın hükmü yoktur.
             
                    Reis Remzi Bey :
                    Takririn kabul edilmemesi vaziyeti henüz tahakkuk etmiş değildi. Bu teklif resmi bir makamın teklifi oldu-ğundan tetkik ciheti kabul edilmiştir. Tetkikin neticesinde belki teklifinizi Konser Bey de kabul eder. Demek istiyor-sunuz ki Bilançoyu kendiniz yaptınız ve kendiniz izah ediyorsunuz. Usul hakkında serdettiğimiz bu itirazın cevabı yoktur. Yapılacak şey tetkik için ve esasen vakitte gecikmiş bulunduğundan müzakereyi yarına talik etmektir. Müna-sipse böyle yaparız.
             
                   Nuri Bey :
                   Kanunda Komser Beyin teklifini geri aldıracak iki madde var. 411 ve  413 üncü maddelerde sarahat vardır. 413 . madde kısmen veya tamamen bedelini vermeyen hissedarın bütün hukuku ıskat edileceğini yazıyorsa da Mec'lisi İdare bu maddeyi tatbik etmemiştir. Bu kanun mucibince hisse bedelini vermeyenlerin hukuku ıskat edil-memiştir. Komser Beyin bu hususta daha ziyade ısrar etmesine luzum yoktur zannederim.
             
                    Remzi Bey :
                    Komser Beyin talep ettiği tetkikatın neticesi taayyün etsin sonra müzakere edebiliriz. Bu gün vakit geçmiş-tir. Yarın içtimaa devam edelim.
                   
                    ( Muvafık sesleri )
             
                    Celse yarın saat onda tekrar içtima etmek üzere kapatılmıştır. 
           
                   19 Mayıs Salı günü saat  11 buçukta içtimaa devam edilmiştir.
             
                    Reis Remzi Bey celseyi açtı :
             
                    Reis Remzi Bey :
                    Akaliyetin arzusu vechile Bilançonun tetkiki için tehir mevzu bahis idi. Tekrar edeyim Bilançonun tetkikine ben de taraftarım. Fakat bazı hissedarların borçları mevzu bahistir. Bazıları takrirden rücu etmişlerdir. Nisap varsa Komser Beyde kabul ederse Bilanço tastikini tehir ederiz. Biz bundan şahsen memnun kalırız. Tetkik ve tahkikten asla çekinmediğimizi söylemiştim. Muterizleri tatmin ederse işin bir hal tarzı hatırıma gelmektedir. Size onu teklif edeceğim. Ameli ve maksadi kafil bir çare görüyorum. Beyhude yorulmanızı istemiyorum. Maksat hesapları tetkik olduğuna göre bunu tetkik taraftarlarının vereceği bir mürakıp namzedinin intihabı temin edebilir. bu itibarla ekse-riyetten ricam zorla bir vaziyet ihdas edilmek istenilmediğini her şeyin tetkike amade olduğunu göstermek için bu namzedin intihabını temindir. Akaliyet Mürakıbı istediği gibi kayıtları ve hesapları tetkik eder. Arzu ederse hissedarlardan yardımcıda alabilir. Ayrı heyet ayrı masrafada lüzum yoktur.
           
                    Hacı Gedik Zade Hakkı Bey :
                    Biz niçin tetkik istiyorduk. Evvelce Şirketin tasfiye olunacağı hissi hasıl olmuştu. Bunu tehir için bu vaziyeti aldık. Bilançoda şu hatalı rakamlar var. Bunlar zarardan diger hesaplara nakledilirse zarar azalacak ve tasfiye gay-ri mümkün olacak diye düşündük. Hesaplarda sui istimal vardır.kanaatında değiliz. Şahsi temaslarımızda Remzi beyin şahsen tasfiye taraftarı olmadığını anladık. Ve tetkiki hesabı arzu etmediğimizi söyledik. Binaenalyh ortada bir ikilik olmasın, Banka veya Hükümet mevzu bahis edilmesin . Biz şirketi idare edenlere muhalif değiliz. Şirkete aleyhtar değiliz. Ve bu işin bizim koyduğumuz üçyüz bin lira ile idare olunmayacağı anlaşılmıştır. Hükümet buraya milyonlarca lira para dökmüştür. Buna rağmen yine halkın sermayesini öldürmek istemez. Şeker sanai ilk seneler ziyanla devam eder halkın sermayesi ziyan senelerine gögüs germiştir. İlk sermayeyi koyan hissedarları dışarı çıkarmak ve bundan sonra gelecek karları yeni hissedarlara tahsis etmek istemezler. Tetkiki hesaptan vazgeçmeyi muvafık bulurum. Arada samimiyet hasıl olmalıdır. Meclis azalarının bizden sizden denmesine lüzum yoktur. Esas işin yürümesidir. Fikir sahibi insanlar bu işin içine girmelidir. Hissedarlar Meclisi idareye ve işi idare edenlere kat'iyen muhalif değildir. takrire iştirak eden arkadaşlar sözlerimi kabul ve teyid ederler.
             
                    Kabul ediyoruz sözleri.
                    Devamı  1931 - 2